Haziran ayının sonlarına gelinirken, Türkiye'deki milyonlarca emekli için temmuz ayında yapılacak emekli maaşı zammı büyük önem taşıyor. Ocak 2024'te emeklilere %49,25 oranında yapılan zammın ardından, Temmuz ayındaki zammın TÜİK'in açıkladığı enflasyon verilerine göre belirleneceği duyuruldu. İlk beş aylık enflasyon farkı %22,72 olarak açıklandı ve son olarak Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi'ne göre 6 aylık enflasyon %25,46 olarak hesaplandı.
Hükümet yetkilileri, emekli maaşlarına refah payı zammı yapılmayacağını belirtti. Bu durum, emekliler arasında belirli bir endişe ve hayal kırıklığı yarattı, çünkü enflasyonun yüksek olduğu bir dönemde alınan zamların maaşların satın alma gücünü koruma konusunda yeterli olup olmadığı tartışma konusu.
Emeklilerin maaşlarının enflasyona göre düzenli olarak güncellenmesi, yaşam standartlarını korumaları açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu süreçte, emeklilerin mali durumlarını yönetebilmeleri ve hak ettikleri refah düzeyine ulaşabilmeleri için yapılan zamların adil ve yeterli olup olmadığı sürekli olarak değerlendirilmelidir.
EMEKLİLER PERİŞAN HALDE
Emekli maaşlarının en az 35.000 TL olmasını savunana Beypınar sözlerine şu şekilde devam etti:
“Şu an emekli maaşı 10 bin lira. Nasıl gülünç bir şey. Ben kamu emeklisiyim 14 bin lira alıyorum. Şu anda benim 35 lira almam lazım ki bir nebze… Bu mu benim mükafatım? Devlet bu mu? Ben devlete küsmem, hükümete küserim. Hükümetler gelip geçicidir. Kimler geldi kimler geçti. Ne olursunuz bu emekliyi artık muhtaç etmeyin. Şu anda bir emeklinin maaşı 30 bin liradan aşağı olmaması lazım. O da yeterli bir şey değil. Biz yüzde 25 zam alırsak öpüp başımıza koyalım diyoruz. Verilecek parayla geçinmeye imkan mı var? Yediğimiz nedir? Bir emeklinin aylık gideri nereden baksan 30 bin lira. Ama verilen 12-13 bin lira. Bana elektrik parası bin 200 lira geliyor, 900 küsur lira su parası geliyor. Nasıl olacak bu! Pazara gidin akşam üzeri. Yerden çer çöp toplayanlara bakın. Hükümet görmüyor mu bunu? İşlerine gelmiyor. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Ne yapalım bir an evvel mezara mı gidelim? Emekliyi perişan ediyorsunuz.”
Emekli maaşlarının yetersizliği ve emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılar konusundaki endişeler, emekliler arasında ve toplumda büyük bir önem taşıyor. Beypınar'ın ifadelerinde vurguladığı gibi, birçok emekli maaşıyla geçinmekte zorlanıyor ve temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyor. Özellikle değişen yaşam maliyetleri ve enflasyon karşısında maaşların alım gücünün azalması, emeklilerin yaşam standartlarını olumsuz etkiliyor.
Beypınar'ın dile getirdiği maaşların artırılması gerekliliği, emeklilerin yaşam kalitesini koruyabilmesi ve onurlu bir şekilde yaşam sürmesi için önemli bir talep olarak görülmektedir. Emeklilerin yaşadıkları maddi zorluklar, sosyal adalet ve devletin vatandaşlarına karşı sorumluluklarıyla da ilgilidir. Hükümetlerin, emeklilerin yaşam standartlarını iyileştirmek ve maaşlarını enflasyon karşısında korumak için etkili politikalar geliştirmesi gerekmektedir.
Öztürk: Onun yatacak yeri yok
ANKA Haber Ajansı’nın sokakta mikrofon uzattığı emekliler, maaşlarının düşük olmasından yakındı. Halil Öztürk, şunları söyledi:
“30 senede emekli oldum. Evim olmasa burada aç gezerim. Milletin evi yok damı yok. İki tane evladı olsa okutamaz şu an. Yüzde 25 zammı da vermesin. Kendi yesin. Manda yoğurdu yiyor ya… Onu yesin. Bizim paralar onun olsun. Onun yatacak yeri yok. Zehir zıkkım olsun. O kadar milletvekili var ya… Ben 30 sene çalıştım. 30 sene çalışıyor. Prim ödüyor. Aldığı 10 bin lira. Adam 4 sene milletvekilliği yapıyor. Benim bir senede aldığımı onlar bir ayda alıyor. 600 tane milletvekiline gerek yok. 400’e düşürülsün. 200 milletvekilinin parası Hazine’de kalır. Adalet kalmamış Türkiye’de. Hz. Ömer, ‘Komşusu açken tok yatılmaz’ diyor. Bayram geçti. Bir kurbanlık 25 bin lira. Benim aldığım para 10 milyar. 15 milyar ekliyorum üstüne. Şeytan bunun neresinde? Sonra çıkıyor bana Kur’an’ı gösteriyor. Senden önce Kur’an yok muydu? Emeklinin maaşı en azından asgari ücret olmak zorunda. Çalışma Bakanı diyor ki ‘Seyyanen zam yok’ diyor. Bu ay emeklilerin zammı var. Yüzde 20... Vermeseler daha iyi.”
Güven: Emekli maaşı 20 bin lira olmalı
Emekli Tahir Güven'in ifadeleri, emeklilerin yaşadığı ekonomik zorlukları ve maaşların yetersizliğini vurguluyor. Günlük yaşam giderleri, özellikle kira gibi büyük harcamalar karşısında emekli maaşlarının yeterli olmadığını belirtiyor. 10 bin lira gibi bir maaşın, özellikle kira ödemeleri gibi büyük harcamaları karşılamakta yetersiz kaldığını ifade ediyor.
Güven'in talebi, emeklilerin yaşam standartlarını iyileştirmek ve maaşlarını daha yaşanabilir bir seviyeye çıkarmak yönündedir. Önerdiği 20 bin lira gibi bir maaş tutarı, emeklilerin daha rahat bir şekilde geçinebilmesi için gereken bir miktar olarak görülmektedir.
Kılıç: Millet aç yatarken kendisi araç beğenmiyor!
Emekli Kemal Kılıç'ın ifadeleri, emeklilerin maaşlarının yetersizliği ve toplumdaki gelir adaletsizliği üzerine yoğun bir eleştiri içermektedir. Kılıç, kendisinin 12 bin lira gibi bir maaş almasına rağmen temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde yaşam sürdüremediğini ifade ediyor. Ayrıca, devlet yetkililerinin ve yöneticilerin, emeklilerin ekonomik taleplerine karşı duyarsız kaldığını ve emeklilerin hakkının verilmesi gerektiğini savunuyor.
Özellikle Mehmet Şimşek'in "Çoktur, veremeyiz" şeklindeki açıklamalarını eleştiriyor ve emeklilerin taleplerinin müstahak olduğunu belirtiyor. Ayrıca, yöneticilerin lüks yaşam tarzları ve emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılar arasındaki adaletsizliği vurguluyor. Diyanet İşleri Başkanı'nın fakirlik konusundaki açıklamalarını da eleştirerek, toplumun genel ekonomik durumunun yöneticiler tarafından yeterince anlaşılmadığını ve çözüme kavuşturulmadığını ifade ediyor.
Yağcıoğlu: Erken seçim olursa tekrar seçilecek
Emekli Yusuf Ziya Yağcıoğlu ise seçimi işaret ederek şu ifadeleri kullandı: “2028’e kalmaz erken seçim olursa bu tekrar seçilecek. Adım gibi eminim. Sen eğer muhalefet olarak gücünü göstermez, onun yoluna kırmızı halılar döşersen olacağı bu.”