İzmir sokak canlarının katledilmesine karşı çıktı!
İZMİR'DE SOKAK HAYVANLARI UNUTULMADI… BÜYÜK ÇAPLI MİTİNG DÜZENLENDİ….
AKP’nin sokak köpeklerini “uyutmayı” içeren yasa teklifine karşı İzmir ayaklandı. İzmirli hayvan severler içlerinde STK, dernek ve yüzlerce vatandaş ile desteğini sergiledi. Hayvan severler Gündoğdu Meydanı’nda geniş katılımlı bir miting yaptı.
AKP’nin sokak köpeklerini barınaklara toplama ve ardından da 30 gün içerisinde sahiplenilmeyen köpekleri “uyutma”yı içeren yasa teklifi Türkiye’yi ikiye böldü. Yasa tasarısı meclise hala sunulmadı ama hayvanseverler bu yasa tasarısına tepki gösteriyor. Türkiye’nin dört bir yanında hayvan severler bu yasa tasarısına karşı mitingler düzenliyor. İzmir’de binlerce vatandaş Cumhuriyet Meydanı’ndan Gündoğdu Meydanı’na kadar yürüyüş yaptı ve miting düzenledi. Hayvanseverler ellerinde taşıdıkları dövizler ile ya da sloganlar ile tepkilerini gösterdiler.
DOSTLARIMIZIN YANINDAYIZ ÇAĞRISI
İzmir Yaşam Savunucuları başta olmak üzere bir çok STK ve dernek hayvanları korumak adına mitinge katılım sağladı. İzmir Yaşam Savunucuları adına Pınar Alpasin, basın açıklamasını okudu. Alpasin konuşmasında “Bugün; Cumhurbaşkanlığı, AKP, iktidarın küçük ortakları olan gerici siyasi partiler ve Tarım Bakanlığı tarafından öne sürülen “tecrit ve katliam odaklı” yasa tasarısına karşı, sokakta yaşayan köpekleri, yani mahalle sakinlerimizi savunmak için buradayız, tek bedeniz. “Ötenazi, uyutma, doğal yaşam alanı, Avrupa modeli” gibi yumuşatılmış ifadeler ile sokakta yaşayan köpeklerin ömür boyu hapsedilmesine ve öldürülmesine yönelik “etik dışı ve kanun dışı” uygulamaları protesto etmek, hayvanların yalnız olmadığını haykırmak için buradayız. Yüzyıllardır köpeklerle paylaştığımız bu sokaklarda, dostlarımızın yanındayız!”” dedi.
İnsanların bu yasa tasarısına karşı birlik olması gerektiğini hatırlatan Alpasin, “Biz elimizi taşın altına yıllardır koyuyoruz. Şimdi de barınaklara hapsedecekleri köpekleri zaten evleri ağzına kadar dolu olan hayvanseverlerin kurtarmasını bekliyorlar. Bizler hayvanları kısırlaştırabilmek için uğraşıyoruz, aç kalmamaları için uğraşıyoruz. Devlet ne yapıyor, belediyelerin bütçelerini hayvanlara ayırmamasını adeta teşvik edercesine belediyeleri denetlemiyor. Köpeklerin sayısının bu kadar fazla olmasının nedeni bizler değiliz; 20 yıldır kısırlaştırma yapmayan, bakımevi kurmayan, denetlenmeyen belediyelerdir. Bu iktidarın hayvan düşmanı politikalarının bir sonucudur” dedi.
Hayvanlara karşı yıllar içinde katlanarak devam ettiğine de vurgu yapan Alpasin, “Hayvanlarla birlikte içine çekildiğimiz nefret örgütlenmesi yeni değil. 2000’li yılların ortalarından bu yana sokakta yaşayan hayvanları toplamak, hapsetmek ve öldürmek için hep aynı tehditle karşı karşıya bırakılıyoruz. Yıllardır ismini hak etmeyen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun “kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” ilkesini temel alan 6. Maddesini delmek isteyen Tarım ve Orman Bakanlığı’yla ve iktidar partisiyle -tabiri caizse- “daimi bir mücadele içindeyiz”. Hayvanları ve haklarını korumakla yükümlü olanlar, bizzat onları yok etmeye ve suç işlemeye devam ediyor! Halkın oylarıyla seçilmiş vekiller, bizzat bizi kutuplaştırmaya ve halkın hassas dengelerini bozmaya devam ediyor!” dedi.
Hayvan severlerin de sürekli olarak bu tarz durumlara karşı nefret söylemine maruz kaldıklarını söyleyen Alpasin, “Toplumsal huzura ve barışa zarar veren bu suni gündemleri ise; taraflı medya kuruluşlarını, yandaş gazetecileri ve parayla tutulmuş trol çetelerini devreye sokarak yapıyorlar. Bireysel silahlanmayı hedefleyen, provokasyon ve dezenformasyonla köpekleri ve yaşam savunucularını canavarlaştıran ama bir türlü kapatılmayan sözde dernekler de adeta sözcülük yapıyor. Yetkililer, Türkiye’de ekonomik, sosyal ve kültürel başka hiçbir “hayati”, hatta “ölümcül” sorun yokmuş gibi, kendi sorumsuzluklarını, suçlarını, ihlal ve ihmallerini örtmek için hayvanları ve hayvan hakkı savunucularını hedefe koyuyorlar” şeklinde konuştu.
Kamu kurumlarını da göreve davet eden Alpasin, “Belediyelere bakımevi açma zorunluluğu getirilecek” deniyor. Sanki yeni bir şeymiş gibi halka yutturulmaya çalışılıyor. Bu tasarı medyada, sanki Hayvanları Koruma Kanunu’nun ilgili maddesi 2004’ten beri, hatta kanunun güncellendiği 2021’den beri yokmuş gibi aldatıcı bir söylemle yer alıyor. 2021 yılındaki yasa değişikliğiyle nüfusu 75 binin üzerinde olan belediyelere bakımevi kurma zorunluluğu getirildi. Türkiye’de 1389 belediyenin sadece 254’ünün hayvan bakım evi var. Birçok Belediye’de Veteriner İşleri Müdürlükleri dahi yok. Var olanların da çoğu görevini yapmıyor, kısırlaştırma ve rehabilitasyon hizmeti vermedikleri yetmezmiş gibi, köpekleri dağ başlarına, ormanlara, çöplüklere atarak köpek nüfusunun artmasına, açlıktan travmatize olmalarına ve gruplaşmalarına neden oluyorlar” diye konuştu.
Hayvanlarıın hedef gösterilmesine ve nefret suçu işlenmesşne karşı olduklarını ifade eden Alpasin, “Yapmanız gerekenlerin hiçbirini yapmayıp hayvanları hedef gösteremezsiniz! Yok etmeye çalıştığınız milyonların hak ve adalet anlayışı, beraber yaşamayı nesilden nesile aktarmaya devam eden kültürel kodlarımız buna izin vermeyecek. Sokaktaki dostlarımızı öldürmeyi hedefleyen tecrit ve katliam tasarısı meclisten geri çekilene kadar sokaklarda olacağız. Etik, bilimsel ve yaşam hakkından taraf olan tek çözüm kısırlaştırmak, aşılamak, yerinde yaşatmak, üretim ve satışı yasaklamaktır. Sokakta yaşayan her canlıyı tek tek savunacağımızı ve dostlarımızı bu sistemin kanlı ellerine bırakmayacağımızı buradan bildiriyoruz. Sokakta yaşayan hayvanları uyutma adı altında katledecek ve barınak adı altındaki ölüm kamplarına hapsedecek bu yasa tasarısını aklınızdan bile geçirmeyin!” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.